8 Haziran 2013 Cumartesi

ORUÇ FİDYESİ

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN EDİNDİĞİMİZ BİLGİYE GÖRE
Senenin her hangi bir mevsiminde oruç tutmaktan aciz olan çok yaşlı in sanların oruç tutmamalarının caizliği konusunda islam alimleri görüş birliği etmişlerdir.
Bunlar oruç tutma gücünden yoksun oldukları için, tutamadıkları oruçları kaza etmekle de yükümlü değildirler. Ancak fidye olarak her günün orucu için bir yoksulu doyurmaları gerekir.
İyileşmesinden umut kesilen hasta da oruç tutmama hususunda aynı hükme tabidir.
Ramazan orucunu tutamadığı için fidye vermesi gereken çok yaşlı veya iyi leşmesi umulmayan ağır hasta, yoksul ise fidye verme yükümlülüğü de ortadan kalkar.
Sözünü ettiğiniz durum Şafii mezhebine göre oruç tutabilecek durumda olduğu halde tumadığı bu oruçlarını zamanında kaza etmeyenler içindir.
Bu kişi zimmetinde bulunan kaza oruçlarını tutmaz da ikinci ramazan ayı girerse, bu durumda kazaya ek olarak fidye vermesi de gerekir. Fidye, her bir günün orucu için bir fakire yemek yedirmektir.
Fidye ancak ikinci ramazanın girişinden önce kaza etme imkanı bulup ta kaza etmeyen kişinin üzerine vacib olur.
Kaza etme imkanını bulmadan bir sonraki ramazan ayına girilse bile fidye vermek gerekmez.
Kaza oruçlarını tutamamış olan kişinin fidye borcu, yılların tekerrürü ile katlanarak artar.
Fakat Ramazan orucunu tutamadığı için fidye vermesi gereken çok yaşlı veya iyileşmesi umulmayan ağır hasta kişilerde yılların tekerrürü ile fidye borcunun katlanma durumu söz konusu değildir. Gününe gün fidye verilmekle bu mükellefiyet yerine gelmiş olur.

Bu fidyelerin tuutarlarını hesaplayan programı indirmek için tıklayınız.  


Eğer excel kullanmayı tercih ediyorsanız, excel de oruç fidyesi hesaplama için tıklayınız.

30 Mayıs 2013 Perşembe

KURAN-I KERİMDE İÇİNDE “ORUÇ” KELİMESİ GEÇEN AYETLER


1. "  Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, kötülükten sakınasınız diye size de farz kılındı. " (Bakara 183)

 

2. "  Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanların da bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir. Bununla birlikte kim gönül hoşnutluğu ile bir iyilik yaparsa, o kendisi için bir hayırdır. Ama ,eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. " (Bakara 184)

 

3. "  Oruç tuttuğunuz günlerin gecesinde hanımlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah nefislerinize güvenemeyeceğinizi bildi de tevbelerinizi kabul etti ve günahlarınızı bağışladı. Şimdi artık geceleri onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazıp takdir ettiğini dileyin. Sizin için şafaktan ibaret olan beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın.(*) Mescidlerde itikafta iken hanımlarınızla ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın onlara yaklaşmayın. Allah, böylece âyetlerini yasaklardan sakınsınlar diye insanlara apaçık bildiriyor. " (Bakara 187)

 

4. "  Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban yerine ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güvene kavuştuğunuz zaman hacca kadar umreden yararlanmak isteyen kimse de kolayına gelen bir kurban keser. Kurbanı bulamayan kimse ise üç gün hacda, yedi gün de döndüğünüz zaman olmak üzere tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayan kimseler içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın cezası çok şiddetlidir. " (Bakara 196)

 

5. "  Yanlışlıkla olması dışında bir müminin diğer bir mümini öldürmeye hakkı yoktur. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, bir mümin köle azad etmesi ve öldürülenin ailesine bir diyet ödemesi gerekir. Eğer onlar bağışlayıp vaz geçerlerse o başka. Öldürülen mümin size düşman olan bir topluluktan ise mümin bir köle azad edilmesi gerekir. Aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise, hem ailesine bir diyet ödemek, hem de bir mümin köle azad etmek gerekir. Bulamayan kimsenin de Allah tarafından tevbesinin kabul edilmesi için ard arda iki ay oruç tutması gerekir. Allah her şeyi bilmektedir, hüküm ve hikmet sahibidir. " (Nisâ 92)

 

6. "  Allah kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on yoksulu doyurmak, veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Bunları bulamayanlar da üç gün oruç tutmalıdır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi muhafaza edin. Allah, şükredesiniz diye âyetlerini size böylece açıklıyor. " (Mâide 89)

 

7. "  Ey iman edenler! Siz ihramlı iken av hayvanını öldürmeyin. Sizden kim onu bilerek öldürürse, kendisine evcil hayvanlardan öldürdüğünün dengi olacak bir ceza vardır. Bunu Kâbe'ye ulaşacak bir kurban olmak üzere içinizden iki adil kişi takdir edip hükme bağlar. Yahut bir keffaret vardır ki, o ölçüde yoksulları doyurmak veya onun dengi olacak kadar oruç tutmaktır. Bu, yaptığı işin cezasının ağırlığını tatması içindir. Allah geçmiştekileri af etmiştir. Kim tekrar yaparsa Allah ondan intikamını alır. Allah çok güçlüdür, intikam alıcıdır. " (Mâide 95)

 

8. "  Ye, iç, gözün aydın olsun! Eğer insanlardan herhangi bir kimse görürsen: 'Ben Rahman olan Allah için bir oruç adadım, bugün hiç bir insanla konuşmayacağım' de." " (Meryem 26)

 

9. "  Gerçekten müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, itaat eden erkekler ve itaat eden kadınlar, doğru sözlü erkekler ve doğru sözlü kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, Allah'tan korkan erkekler ve Allah'tan korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkekler ve namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça zikreden erkekler ve Allah'ı çokça zikreden kadınlar var ya, işte onlar için Allah bir bağış ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. " (Ahzâb 35)

 

10. "  Buna imkân bulamayanın da hanımıyla temasta bulunmadan önce aralıksız iki ay oruç tutması gerekir. Buna da gücü yetmeyenin, sabah akşam altmış yoksulu doyurması gerekir. İşte bu açıklama, Allah'a ve peygamberine hakkıyle inanmanız içindir. Bunlar, Allah'ın koyduğu hükümlerdir. İnkâr edenler için acı veren bir azab vardır. " (Mücâdele 4)

 
11. "  Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona sizin yerinize sizden daha iyi olan, kendini Allah'a teslim eden, inanan, itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. " (Tahrîm 5)