DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN EDİNDİĞİMİZ BİLGİYE GÖRE
Senenin her hangi bir mevsiminde oruç tutmaktan aciz olan çok yaşlı in sanların oruç tutmamalarının caizliği konusunda islam alimleri görüş birliği etmişlerdir.
Bunlar oruç tutma gücünden yoksun oldukları için, tutamadıkları oruçları kaza etmekle de yükümlü değildirler. Ancak fidye olarak her günün orucu için bir yoksulu doyurmaları gerekir.
İyileşmesinden umut kesilen hasta da oruç tutmama hususunda aynı hükme tabidir.
Ramazan orucunu tutamadığı için fidye vermesi gereken çok yaşlı veya iyi leşmesi umulmayan ağır hasta, yoksul ise fidye verme yükümlülüğü de ortadan kalkar.
Sözünü ettiğiniz durum Şafii mezhebine göre oruç tutabilecek durumda olduğu halde tumadığı bu oruçlarını zamanında kaza etmeyenler içindir.
Bu kişi zimmetinde bulunan kaza oruçlarını tutmaz da ikinci ramazan ayı girerse, bu durumda kazaya ek olarak fidye vermesi de gerekir. Fidye, her bir günün orucu için bir fakire yemek yedirmektir.
Fidye ancak ikinci ramazanın girişinden önce kaza etme imkanı bulup ta kaza etmeyen kişinin üzerine vacib olur.
Kaza etme imkanını bulmadan bir sonraki ramazan ayına girilse bile fidye vermek gerekmez.
Kaza oruçlarını tutamamış olan kişinin fidye borcu, yılların tekerrürü ile katlanarak artar.
Fakat Ramazan orucunu tutamadığı için fidye vermesi gereken çok yaşlı veya iyileşmesi umulmayan ağır hasta kişilerde yılların tekerrürü ile fidye borcunun katlanma durumu söz konusu değildir. Gününe gün fidye verilmekle bu mükellefiyet yerine gelmiş olur.
Bu fidyelerin tuutarlarını hesaplayan programı indirmek için tıklayınız.
Eğer excel kullanmayı tercih ediyorsanız, excel de oruç fidyesi hesaplama için tıklayınız.
8 Haziran 2013 Cumartesi
30 Mayıs 2013 Perşembe
KURAN-I KERİMDE İÇİNDE “ORUÇ” KELİMESİ GEÇEN AYETLER
1. " Ey iman
edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, kötülükten sakınasınız
diye size de farz kılındı. " (Bakara 183)
2. " Oruç,
sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günlerin
sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanların da bir yoksulu doyuracak
kadar fidye vermeleri gerekir. Bununla birlikte kim gönül hoşnutluğu ile bir
iyilik yaparsa, o kendisi için bir hayırdır. Ama ,eğer bilirseniz oruç tutmanız
sizin için daha hayırlıdır. " (Bakara 184)
3. " Oruç
tuttuğunuz günlerin gecesinde hanımlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar
sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah nefislerinize
güvenemeyeceğinizi bildi de tevbelerinizi kabul etti ve günahlarınızı bağışladı.
Şimdi artık geceleri onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazıp takdir
ettiğini dileyin. Sizin için şafaktan ibaret olan beyaz iplik siyah iplikten
ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın.(*)
Mescidlerde itikafta iken hanımlarınızla ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah'ın
koyduğu sınırlardır. Sakın onlara yaklaşmayın. Allah, böylece âyetlerini
yasaklardan sakınsınlar diye insanlara apaçık bildiriyor. " (Bakara 187)
4. " Haccı ve
umreyi Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban
gönderin. Kurban yerine ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden
hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutması,
ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güvene kavuştuğunuz zaman hacca
kadar umreden yararlanmak isteyen kimse de kolayına gelen bir kurban keser.
Kurbanı bulamayan kimse ise üç gün hacda, yedi gün de döndüğünüz zaman olmak
üzere tam on gün oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayan
kimseler içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın cezası çok
şiddetlidir. " (Bakara 196)
5. "
Yanlışlıkla olması dışında bir müminin diğer bir mümini öldürmeye hakkı
yoktur. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, bir mümin köle azad etmesi ve
öldürülenin ailesine bir diyet ödemesi gerekir. Eğer onlar bağışlayıp vaz
geçerlerse o başka. Öldürülen mümin size düşman olan bir topluluktan ise mümin
bir köle azad edilmesi gerekir. Aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise, hem
ailesine bir diyet ödemek, hem de bir mümin köle azad etmek gerekir. Bulamayan
kimsenin de Allah tarafından tevbesinin kabul edilmesi için ard arda iki ay
oruç tutması gerekir. Allah her şeyi bilmektedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
" (Nisâ 92)
6. " Allah
kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat
bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Yeminin keffareti,
ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on yoksulu doyurmak, veya giydirmek
yahut da bir köle azad etmektir. Bunları bulamayanlar da üç gün oruç
tutmalıdır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur.
Yeminlerinizi muhafaza edin. Allah, şükredesiniz diye âyetlerini size böylece
açıklıyor. " (Mâide 89)
7. " Ey iman
edenler! Siz ihramlı iken av hayvanını öldürmeyin. Sizden kim onu bilerek
öldürürse, kendisine evcil hayvanlardan öldürdüğünün dengi olacak bir ceza
vardır. Bunu Kâbe'ye ulaşacak bir kurban olmak üzere içinizden iki adil kişi
takdir edip hükme bağlar. Yahut bir keffaret vardır ki, o ölçüde yoksulları
doyurmak veya onun dengi olacak kadar oruç tutmaktır. Bu, yaptığı işin
cezasının ağırlığını tatması içindir. Allah geçmiştekileri af etmiştir. Kim
tekrar yaparsa Allah ondan intikamını alır. Allah çok güçlüdür, intikam
alıcıdır. " (Mâide 95)
8. " Ye, iç,
gözün aydın olsun! Eğer insanlardan herhangi bir kimse görürsen: 'Ben Rahman
olan Allah için bir oruç adadım, bugün hiç bir insanla konuşmayacağım'
de." " (Meryem 26)
9. "
Gerçekten müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve
mümin kadınlar, itaat eden erkekler ve itaat eden kadınlar, doğru sözlü
erkekler ve doğru sözlü kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar,
Allah'tan korkan erkekler ve Allah'tan korkan kadınlar, sadaka veren erkekler
ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,
namuslarını koruyan erkekler ve namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça
zikreden erkekler ve Allah'ı çokça zikreden kadınlar var ya, işte onlar için
Allah bir bağış ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. " (Ahzâb 35)
10. " Buna
imkân bulamayanın da hanımıyla temasta bulunmadan önce aralıksız iki ay oruç
tutması gerekir. Buna da gücü yetmeyenin, sabah akşam altmış yoksulu doyurması
gerekir. İşte bu açıklama, Allah'a ve peygamberine hakkıyle inanmanız içindir.
Bunlar, Allah'ın koyduğu hükümlerdir. İnkâr edenler için acı veren bir azab
vardır. " (Mücâdele 4)
11. " Eğer o
sizi boşarsa, Rabbi ona sizin yerinize sizden daha iyi olan, kendini Allah'a
teslim eden, inanan, itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve
bakire eşler verir. " (Tahrîm 5)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)